Çalışan gezginler için, hafta
sonu ile birleşen resmi tatiller gibisi yok malum…. 1 Mayıs geçti ama önümüzde 19 Mayıs var, hafta sonu ile birleşiyor, 3 günlük tatil oluyor. O zaman oturalım, plan yapmaya
başlayalım. Bu kez önerim Kiev…. Kiev ve tatil henüz birbiriyle çok örtüşen
kavramlar değil bizler için ama aklınızı çelmeye çalışacağım… İşte bu bahar Kiev’e
gitmek için size bir dolu neden....
Değil vize, pasaport bile olmadan
sadece nüfus cüzdanı ile gitmek mümkün
THY’nin günde birkaç kere
İstanbul-Kiev-İstanbul arası uçuşu var, ulaşım kolay
Airbnb ile günlüğü 50. USD’ye
jakuzili, 3 odalı, mutfağında tost makinasından Çin yemeği çubuklarına herşey
mevcut olan evler kiralamak mümkün
Türk lirası gayet değerli (1 TL
7.5 Grivna ediyor)
4 kişi çorbasından salatasına,
votkasından bifteğine mükellef bir yemek için bile toplamda sadece 30.- USD
ödeniyor, özetle ülke çok ucuz
Çok lezzetli bir mutfağı var, hem
de bizim damak zevkimize çok uygun. Mantı benzeri “varenky”den, bildiğimiz “çi
börek”e, kapalısı Karadeniz pidesine, açığı ise pizzaya benzeyen “kachapuri”den,
yine mantıyı andıran “khinkali”ye, yemekler çok çok leziz. Bir de Lviv Hand
Made Chocolate isimli bir dükkanı var ki, çikolata severler içinde akıllarını
kaçırabilirler, uyarmadı demeyin…..
Çok etkileyici müzeleri var:
Nükleer santral gerçeklerini
öğrenmek isteyenler için hayli iç acıtan Çernobil Müzesi;
Savaşın acısını ve acımasızlığını
unutmamak isteyenler için 2. Dünya Savaşı Müzesi;
Çocuklarına doğayı öğretmek
isteyenler için, içinde mamut iskeletlerinden her türlü minerale, bölgedeki tüm
hayvan türlerinden bitki türlerine gez gez bitmez çok zengin bir içeriği olan
Ulusal Doğal Tarih Müzesi;
Hem açık havada eğlenceli bir gün
geçirmek hem de Ukrayna’nın kırsal yaşamının tarihçesini merak edenler için
Avrupa’nın en büyüğü olan Pirogovo Açık Hava Müzesi. Hele bir de yel
değirmenlerini fotoğraflamayı sevenlerdenseniz, tam yeri.
Etnoğrafya meraklıları için Ivan
Honchar Müzesi
Bukovski okurları için, yaşadığı
evi gezebilmek adına Bukovski Müzesi
Şehir manzarası muhteşem…
Pechersk Lavra isimli, yer altı tünellerinde manastırların olduğu yerden gün
batımında, pembeleşmiş ışıkların altında parıldayan altın soğan kubbeleri
seyretmek çok etkileyici, bonusu ise, tabii meraklısıysanız, tünellerdeki rahip
mumyalarını görmek olabilir. Biraz klostrofobik bir deneyim ama, deneyim
deneyimdir…
Montmartre özlemini Kiev’de de
gidermek mümkün. Andreevsky Spusk sağlı sollu seyyar satıcıların tezgahlarında
binbir çeşit turistik eşya sattığı ve ressamların da tablolarını sergilediği
bir sokak. Tam bohem bir ortam.
Şehirde birden bire karşınıza çıkan duvar resimleri her biri adeta sanat eseri
Şehirde ağaç kesmek yasak, 2 tane
kocaman park ve 1 tane de Botanik Bahçesi var, yeşile gönül verenler için ideal
şehir.
Yok bunlar yetmez, ben illa
alışveriş de yapacağım diyorsanız, o zaman istikamet Khreshchatky Caddesi,
burada Gucci’sinden Prada’sına her marka mevcut. Yok bunlar bütçemi aşar
derseniz, o zaman caddenin sağını ve solunu birbirine bağlayan alt geçitlere
alalım sizi, orada da envai çeşit, daha makul fiyatlı dükkanlar var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder