20 Mart 2016

KIYIKÖY: BOTANİK KEŞFE DAVET....


Kıyıköy denince akla balık (hele de kalkan) yemek gelir, yazın denize girmek gelir, sandal kiralayıp dolaşmak gelir.... Ama longoz ormanlarında, kumsalında botanik keşif yapmak gelmez.... Artık gelsin....



Kıyıköy’ü çoğumuz yaz mevsimiyle bağdaştırdığımızdan, doğanın yavaş yavaş kış uykusundan uyanmaya başladığı, havanın bir açık, bir kapalı olduğu, sıcaklıkların yavaş yavaş yükselmesine rağmen birden esen rüzgarın tenimizi ısırıverdiği bu günlerde hafta sonu ne yapsam sorusunun cevabı çoğumuz için Kıyıköy olmuyor. Halbuki neler kaçırıyoruz neler....



Bu tarihlerde, sahilinden longoz ormanlarına, Kıyıköy tam bir botanik cennet halbuki ve üstelik doğanın sesinden başka bir sesin duyulmadığı huzur dolu bir cennet. Yaz günleri plaj havlularıyla, güneş şemsiyeleriyle renklenen sahilde, onların yerine tükürük otları ve arap sümbülleri boy veriyor bu mevsimde. Öyle pıtraklar ki, sahilde üstlerine basmadan yürümek adeta mümkün değil. Tabii bir yandan da, bazı off-roadcuların bu sahillerde araba kullanmaya meraklı olması, sizin basmaktan imtina ettiğiniz bu güzel çiçeklere ne zararlar veriyor, ekolojik dengeyi nasıl da bozuyor, onu da düşünmeden ve neden buna engel olunmuyor diye hayıflanmadan duramıyorsunuz...


Biraz ileride, longoz ormanlarının başladığı yerde, alzheimer’den çocuk felcine birçok hastalığın tedavisinde kullanılan ve soğanlarının yurtdışına çıkartılması yasak olan çok değerli göl soğanı suların çekilmesi sonrasında hafif bataklık alanlarda zerafet içinde boyunlarını uzatıyor. 





Bu tarihlerde sokaklardaki çiçek tezgahlarının vazgeçilmezi anemonlar öbek öbek uzanıyor çayırlarda. Zemini bir yorgan gibi kaplayan kuru yaprakların arasından mavi-mor renkleriyle sümbülcükler fışkırıyor. Biraz dikkat ederseniz tek tük menekşeler bile göze çarpıyor sağda solda....







Ve hele o kardelenler.... Miniminnacık, nazik, bembeyaz kardelenler, onlar da bir anda karşınızda bitiveriyor. Arada da zıp zıp kurbağalar eşlik ediyor gezginlere...


Bu hafta sonu ne yapayım diyorsanız, işte size yanıt: termosunuza doldurun çayınızı, birkaç dilim yiyecek alın yanınıza, vurun kendinizi Kıyıköy sahiline. Sadece çiçekler, bitkiler değil, sahilin yazdan kalma izleriyle dolu güzel bir manzara da bekliyor sizi Kıyıköy’de.... 




Ve bir de dilerseniz, yanınıza çöp torbası ve eldiven alıverin, gitmişken çevreye bir katkınız olsun, bilinçsizce bu doğal güzelliklerin ortasına bırakılmış şişeleri, ambalajları toplayın... Hem doğada güzel bir gün olsun size, hem de çevreyi koruyan bir birey olmanın gururunu yaşayın....


Bu yazının Hürriyet Trakya ekinde 20 Mart 2016'da yayınlanan versiyonu: